Şehidi anmaya gelen arkadaşları da aynı kaderi paylaştı
Hakkari’nin Şemdinli ilçesi kırsalında 3 yıl önce şehit düşen Seyit Yalçın’ın her yıl Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesindeki mezarına gelerek baba evinde mevlit okutan silah arkadaşları Sadık Aparangil ve Caner Çelik de geçen hafta şehit oldu
Kanser hastası annesini tedavi ettirmek için uzman çavuş olduktan sonra Hakkari’nin Şemdinli ilçesi kırsalında 3 yıl önce PKK’lı teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Seyit Yalçın’ın her yıl Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesindeki mezarına gelerek baba evinde mevlit okutan silah arkadaşları bu yıl ziyaretine gelemedi.
Gösterdiği cesaret ve kahramanlık örneğiyle timdeki arkadaşlarının hayatını kurtaran ve 42 teröristin etkisiz hale getirilerek PKK’ya ağır darbe vurulmasını sağlayan “Seyit Çavuş”u arkadaşları şehadetinden sonra ilk defa yalnız bırakmak zorunda kaldı.
Seyit Yalçın’ın şehit düştüğü aynı ayda ve aynı bölgede birlikte omuz omuza teröristlere karşı mücadele ettiği silah arkadaşları Sadık Aparangil ve Caner Çelik’in 4 Kasım’da şehit olması, diğer arkadaşlarının da operasyonda olması nedeniyle bu yıl ölüm yıl dönümünde ziyarete gelmemeleri Yalçın’ın ailesini derinden üzdü.
Seyit Yalçın’ın ağabeyi Ergün Yalçın, yaptığı açıklamada, vatanını çok seven kardeşinin eğitimini yarım bırakarak askere gittiğini ve kanser hastası annesini tedavi ettirebilmek için uzman çavuş olmayı tercih ettiğini söyledi.
Uzman çavuşlukta gösterdiği başarılar nedeniyle bordo bereliler timine seçilen kardeşinin Özel Kuvvetler Komutanlığında göreve başladığını anlatan Yalçın, şunları söyledi:
“İşini o kadar çok seviyordu ki şehit olmadan bir gün önce nişanı vardı. Çok sevdiği ama annesine bakmak için nişanlanmadığı kadınla annemin zoruyla nişanlanmaya karar verdi. Nişan gecesi göreve çağırdılar. Bizim ‘Gitme’ dememize rağmen ‘Görev beklemez’ diyerek gitti. Nişanlısına bile sarılamadı. O gecenin sabahında da Şemdinli ilçesi Habeşti Yayla bölgesinde şehit düştü. Nişan yüzüğünü sadece birkaç saat parmağında taşıyabildi.”
KAHRAMANLIK ÖRNEĞİ GÖSTERDİ
Genelkurmay Başkanlığı ve arkadaşlarından öğrendiklerine göre kardeşinin şehit olduğu gün 12 kişilik timin en önünde göreve gittiğini aktaran Yalçın, şöyle devam etti:
“Olayın gerçekleştiği bölge dağlık ve ağaçlık bir alan. Tim bölgeye girince bir yerde oturup dinleniyorlar. Kardeşim pusuya karşı çevreyi kontrol etmek amacıyla bir arkadaşını yanına alarak bölgeyi kontrole çıkıyor. Timin geleceğini haber alan ve pusu atan teröristler de askerler gelmeyince 3 kişilik keşif ekibi göndermiş. Seyit Çavuş ve arkadaşı teröristlerle arazide karşı karşıya kalmış. Bir anlık tedirginlikten sonra iki taraf da ateş açmış. Kardeşim teröristin birini boynundan diğerini karnından vurarak etkisiz hale getirmiş. Kendisi de yaralanmasına rağmen üçüncü ve kadın teröristi de yaralamayı başarmış. Silah seslerini duyan diğer arkadaşları da bölgeye gelince yaralı teröristi öldürmelerini engelleyip sorgulanmasını sağlamış. Teröristin verdiği bilgiler doğrultusunda yapılan operasyonda 42 terörist etkisiz hale getirilmiş. Kardeşim de vurulduğu yerde şehit olmuş. Kanser tedavisi gören annem de Seyit’in acısına dayanamayarak 28 gün sonra hayatını kaybetti.”
“ARKADAŞLARININ GELEMEMESİ ACIMIZI 10 KAT ARTIRDI”
Arkadaşlarının kardeşini göstermiş olduğu cesaretten dolayı “kahraman” olarak gördüğünü, hayatlarını kardeşinin kurtardığına inandıklarını, bundan dolayı da her yıl mezarını ziyaret ettiklerini dile getiren Yalçın, şunları söyledi:
“Arkadaşları, ‘Seyit olmasaydı hiçbirimiz yaşıyor olmazdık’ diyor. Bir anlamda vefa örneği gösterip şehidimizi ziyarete geliyorlardı. Bu yıl iki silah arkadaşlarının daha şehit olması ve operasyonda olmaları nedeniyle ziyarete gelemediler. Arkadaşları Seyit’le daha fazla zaman geçirdiği için onu bizden daha iyi tanıyorlardı. Her geldiklerinde bizim bilmediğimiz, duymadığımız yönlerini anlatıyorlardı. Onların anlattığı anılarla Seyit’i içimizde canlı tutuyor, yaşatıyorduk, bize Seyit’in yokluğunu aratmıyorlardı. İlk defa bu yıl gelemediler. Arkadaşlarının gelememesi acımızı 10 kat artırdı, ilk günkü acımızı yeniden yaşamamıza neden oldu. Biz arkadaşlarının varlığıyla, ziyaretiyle teselli buluyorduk. Her yıl onların gelmesini sabırsızlıkla bekliyorduk. Bu yıl da bekledik ama gelemediler. Komutanları başta olmak üzere silah arkadaşları tek tek arayıp gelemeyeceklerini söyledi, bazıları gözyaşlarına hakim olamadı, onlarla birlikte telefonda bizde ağladık. Seyit bu yıl yetim kaldı.”
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.