Eski Genel Başkanlardan, önceki dönem Başbakan Yardımcısı, Dış İşleri Bakanı ve önceki dönem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın Sinop’ta ‘’Sosyal Demokrat Belediyecilik ve Ankara Deneyimi’’ konulu konferans verdi.
Sinop Kültür Merkezi’nde düzenlenen program Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanı Mustafa Tolga Kara, Türk siyasetinde mihenk taşı olan Murat Karayalçın’ı ağırlamaktan onur duyduklarını belirttiği konuşmasında ‘’Öncelikle Türk siyasi tarihine damga vurmuş olan Sayın Genel Başkanım Murat Karayalçın önünde söz almaktan şahsım adına çok heyecan, onur ve gurur duyuyorum. Sayın Genel Başkanım ve çok kıymetli misafirlerimiz, Türk siyasi tarihinin duayen ismi bizlerle birlikteyken siyaset üzerine konuşmam çok doğru olmayabilir. Sizlerle kendi adıma paylaşabileceğim tek şey; sosyal yaşam içerisinde her insanın eşit haklara sahip ve özgür bir şekilde yaşayabilmesi, ayrıca Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti olan Cumhuriyeti ilelebet yaşatabilmek adına son nefesimize kadar mücadele edeceğimizdir’’ ifadelerine yer veren Merkez İlçe Başkanı Kara, Murat Karayalçın’ı kürsüye davet etti.
SHP Eski Genel Başkanı, önceki dönem Başbakan Yardımcısı, Dış İşleri Bakanı ve önceki dönem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın sosyal demokrat belediyeciliği üzerine konuştu. Sosyal demokrat belediyeciliğini 5 ilkede özetleyen Karayalçın yaptığı konuşmasında; ’’Cumhuriyet Halk Partisi Sinop Merkez İlçe Başkanlığı’nın düzenlediği bu toplantıda Sosyal Demokrat Belediyeciliği ile ilgili görüşlerimi ve değerlendirmelerimi sunacağım. Biz Sosyal Demokrat Belediyecilik ilkelerini beş başlık altında topluyoruz. Birincisi özgürlük, eşitlik ve dayanışma ilkesidir, bu sosyal demokratların amentüsüdür, sosyal demokratların olmazsa olmazıdır, sosyal demokratların varlık nedenidir. Sosyal demokratlar dünya siyasetine Türkiye’de dünyanın öteki ülkelerinde insanlar arasında eşitliği, özgürlüğü ve dayanışmayı sağlamak amacıyla siyaset yapmışlardır. Hem merkezi yönetimde böyledir hem de yerel yönetimlerde böyledir. Belediye başkan adaylarına da bakarak söylüyorum; bizim görevimiz özgürlük ve dayanışma sosyal demokrat belediye başkanlarının, belediye yöneticilerinin karakteridir. Eşitlik özgürlük tamam da bu hükümetin işi, ben bu belediye halimle bu eşitlikle özgürlükle nasıl uğraşayım, nasıl sağlayayım denilemez, denilmemeli. Eşitliğin özgürlüğün sağlanmasında Belediye Meclisi Üyesi Adaylarımın da, İl Genel Meclisi Üyesi Adayları arkadaşlarımın da, Belediye Başkanları’nın da nüfusu ne olursa olsun yapacağı hizmetler var birinci ilke budur.
İkinci ilkemiz; saydamlık, katılımcılık ve hesap verilebilirlik ilkesidir. Bu 1989 seçimlerinde ilk kez Sosyal Demokratlar tarafından uygulandı. Saydamlık, katılımcılık ve hesap verilebilirlik kavramını Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Başkanı Erdal İnönü seslendirmişti. Yalnızca Türkiye’de değil Dünyanın her yerinde tüm sosyal demokratlar için geçerli. Sosyal demokrat belediyeleri saydam olmalıdır, ne olup bittiği görülmelidir, hangi kararların alındığı anlaşılabilmelidir. Sosyal demokrat belediye başkanının imar planları doktor reçetesi gibi olmamalıdır, okuyan anlayabilmelidir’’ dedi.
Sosyal demokrat belediyeciliğinin üçüncü maddesi olarak kentte oluşan haksız kazançların önlenmesi gerektiğine değinen Karayalçın;
‘’Rant haksız kazançtır, haksız rantı kamulaştıramazsınız. Haksız kazancı kamu vicdanına aykırı olan bir kazancı kamuya mal edemezsiniz, etmemelisiniz. Bu rantı engellemelisiniz. Sosyal demokrat belediye başkanlarının görevi bunu halka mal etmek, kamuya mal etmek değil bunun ortaya çıkmasını engellemektir. Rant yönetimi yerine halk yönetiminin kurulması ancak böyle olabilecektir. Sosyal demokrat belediye başkanları rantın yönetimine değil halkın yönetimine talip olmalıdır. Kentlerde değer artışı olacaktır, kentlerde değer artışı kaçınılmazdır, olmalıdır. Ama değer artışı başka rant başka. Rantla değer artışı arasında ideolojik olarak, ahlaki olarak, kapsam olarak, şekil olarak dağlar kadar fark bulunmaktadır. Kent rantlarına karşı çıkacağız. Bir mahalleye girildiğinde evler dört katlı iken birdenbire 14 katlı bir apartman orada olmamalıdır. Aslında bunun önlenmesi için saydam belediye yönetimi önemli bir güvencedir. Eğer imar planlarını saydamlaştırırsak herkes yaşadığı çevresinde imar haklarının ne olduğunu bilirse öğrenirse herkes kentlerin kendiliğinden müfettişi olur. Belediyenin kendiliğinden müfettişi olarak, zabıtası olarak hizmet vermeye başlar’’ cümlelerini kullandı.
Ortak kullanım alanlarının geniş tutulmasının önemine vurgu yapan Murat Karayalçın konuşmasının devamında;
‘’Kamu alanlarının genişliği, ortak kullanım alanlarının genişliği kamu çıkarlarının yüksekliğidir. 1999 yılında o büyük depremde insanlar kendiliğinden bir yerlere kaçıştılar, bir yerlerde toplandılar, bir yerlere sığındılar. Daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Japonların Teknik Yardım Kuruluşu İstanbul depremi ile ilgili, olası İstanbul depremi ile ilgili değerlendirme yaparken insanların kendiliklerinden sığındıkları yerleri dikkate aldılar ve buraları kamu hizmet alanları, deprem olasılığında insanların sığınacakları alanlar olarak saptadılar. Sonra da İstanbul Belediye Meclisi buralarda plan değişikliği yaparak bunları AVM’lere çevirdi. Hemen hemen her yerde bunun çok acı, çok ağır örnekleri sergilendi. Ortak kullanım alanları geniş tutulmalıdır, kamu alanları yaygınlaştırılmalıdır. Kamu çıkarlarının yüksekliği, halkın çıkarlarının yüksekliği ancak böyle sağlanabilecektir’’ sözlerine yer verdi.
Sosyal demokrat belediyeciliğinin son maddesi olan ve kentlerde standartların sağlanmasının gerekliliğini dile getiren Murat Karayalçın;
‘’Dünya’nın ileri ülkelerinde özellikle de Avrupa Birliği ülkelerinde Avrupalıların Avrupa’da yaşayan Sinopluların, Avrupa Coğrafyası diye adlandırılan yerde bulunanların kullandıkları kentsel standartlar, ister kişi başına düşen yeşil alan deyin isterseniz kaldırım yüksekliğini esas alın Türkiye’de sosyal demokrat belediye başkanlarının yönettiği kentlerde aynen tutturulmalıdır. En ileri kentsel standartlar mutlaka Türkiye’nin kentlerine kazandırılmalıdır. Sorun kentsel yaşam kalitesinin düzeltilmesidir. Ben bu kavramı çok önemsiyorum kentsel yaşam kalitesi, kentteki tüm kesimlere, engellilere de, çocuklara da, yaşlılara da kentlerde yaşayan tüm canlıları kucaklayan, onlara en ileri düzeyde hizmet götürmeyi tahahhüt eden, standartlarını tanımlayan sayısal olarak aritmetik olarak açıklayan bir yönetim olmalıdır ‘’ sözleri ile cümlelerini sonlandırdı.
Kültür Merkezi’nde yoğun bir katılımla gerçekleşen konferansa; Önceki Dönem Sanayi ve Teknoloji Bakanı Hatay Milletvekili Mehmet Dönen, Önceki Dönem Başbakan Müşaviri Şükrü Barutçu, Önceki Dönem Ayancık Belediye Başkanı Rıfat Örnek, Bedri Demir, Mustafa Kemal Yılmaz, CHP İl Başkanı İnan Savaş Yüksel, CHP Sinop Belediye Başkan Adayı Barış Ayhan, CHP Merkez İlçe Başkanı Mustafa Tolga Kara, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Necla Topal, Gerze Belediyesi mevcut Belediye Başkanı ve Adayı Osman Belovacıklı, Dikmen Belediyesi mevcut Belediye Başkanı ve Adayı Saim İstanbullu, Durağan Belediye Başkan Adayı Mustafa Eker ve Ayancık Belediye Başkan Adayı Hayrettin Kaya katıldı.
Program hatıra fotoğrafı çekimi ile son buldu.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.