İçme Suyu
Sizlere yaşadığım bir olayı anlatarak konuya gireceğim. Rahmetli babam rahatsızlanmış, ben üniversitede öğrenci idim, İsyanbul’a geldi. Cerrahpaşa ve Çapa hastanelerinde muayene yaptırdık, kanser teşhisi kondu dediler. Dünya kanser araştırma derneğinde olsn Galatassray kulübü eski başkanı Prof. Dr. Kaya Çilingiroğlu’nu tavsiye ettiler. Özel muayenehanesine gittik. Tahlillere ve filmlere baktı aynı teşhisi koydu, yapavak birşey yok dedi. Memeleketinize gidin dedi. Nerelisiniz diye sordu. Sinop- Boyabat deyince, kitaplığındab bir dergi çıkardı, beni masasına çağırdı, derginin bir sayfasını açarak bana oku dedi, dergide Boyabat’ın kalp ve kanser ölümlerinde nüfus bazında ilk sıralarda olduğu yazıyordu. Bunun sebebini sorduğumda bana havanız ve içme suyunuz buna neden oluyor dedi.
Boyabatlı hemşehrilerim, yıllardır çay boyunda yer alan köylerin çeltik tarlalarının ilaçlı suyunu Kalebağındaki kuyulardan çekerek içiyoruz. Boyabat halkı olarak bu çeltik ilaçlı suyu içmek zorunda değiliz. Durağan ve Saraydüzü belediyeleri sizlerde şehrinizde yaşayanlara ilaçlı çeltik tarlası suyu içiriyorsunuz. Sizi uyarıyorum, Boyabat belediyesi ile diyaloğa geçin, hatta zorlayın, proje aşamasında masrafına ortak olun, pınar (drenaj) suyunu size de versin.
Ben yıllardır düşünüyorum, inceleme yaptım, şehrimizde pınar (drenaj), yeraltı suyu var. Hangi iş bilmez, düşünemeyen kişiler Dosurga barajından su getirmayi tavsiye etmiş. Bu kişi ve kişiler asla teknik elemez değildir, olamazlar. Dosurga barajından su getirmek için önce arıtma yapacaksın, oaradan motorla suyu şehire pompalayacaksın, kaç kademeli motor lazım bilmeyenlere söylüyorum, bunun elektrik parasını boyabat belediyesi karşılayamaz.
Örnek olarak Sinop belediyesi, Erfelek barajından 7-8 yıl önce Sinop’a içme suyu getirdi ki bu su kendi cazibesi ile ile geliyor. Arıtma çok pahalı bir işlem, Sinop belediyesi bu suyu artımak için kurduğu tesise 11 milyon 500 bin lira (11 trilyon 500 milyar lira) harcadı.
Boyabat halkı olarak ne çay boyunun köylerinin çeltik ilaçlı suyunu, ne de %75’i dolmayan Dodurga barajının pahalı suyunu içmek zorunda değiliz, bu suların kullanılmasına gerek yok.
Daha önce söylediğim gibi ben yıllardır düşündüm ve araştırdım, bizim tertemiz pınar (drenaj), yeraltı sularımız var. Bu suları Durağan ve Saraydüzü’ne de vererek gelir elde edebiliriz. Hatta bu su şişelenir Boyabat belediyesine gelir bile getirebilir.Boyabat halkı, suyu temin etmek için ne motor, ne arıtma tesisi, ne de bunlara ödenecek elektrik parasına gerek yok.
Hava
Kış günleri akşam saatlerinde saat 15.00’ten sonra Boyabatımız’ın yüksek bir yerinden şehire bakın, binaları göremezsiniz. Hatta sokak lambalarına baktıpınızda şehrin üzerinde bir sis kapladığını göreceksiniz. bu nedenle kalp ve kanser hastaları akşam evinin pencerisinin açamıyor. Bir kaç gün önce ayakta gezen arkadaşım Mahmut Erdinç bu yüzden kalp krizi geçirerek hayatını kaybediyor.
Hemen doğlagaz geldi, çare olur diyeceksiniz. Ancak bir müddet daha odun ve kömür yakılacaktır. Çünkü şehrin çevresi gecekondu tipi binalarla dolu. Ayrıca dış cephasi mantolama yapılmadan insanlar ısınamazlar. İnsanların aaynı anda hem doğlagaz tesisatı yaptırmaları, hem de mantolama yaptırmaları imkansız, maddi durumu iyi olmayan insanlara belediye bu konuda öncülük yapıp bazı tedbirler ve tavsiyeler vermesi lazım.
Sayım hemşehrilerim, şehrimiz çukurda olduğu için hava sirkülasyonu yok. Bu sirkülasyonun sağlanması gerekiyor. Bunun için, Pazar yokuşu dediğimiz yolun tepe tarafının tamamen alınarak yoğun eğimi düşürülmelidir, ayrıca bu sayede sanayiye ve fabrikalara gidecek olanlara yağmur, kar veya buzda rahat ulaşım imkanı sağlanabilir. Bu konuyu sayın muhterem Nazım Maviş beyefendi Karayolları ile diyaloğa geçerek halledebilir.
İyi bir etüt yapılarak Boyabat Kalesi’nin Döme tarafında bulunan tepe Kalebağına kadar alınbilir. Bunlar Karayolları için çok az bir meblağ ve çok kısa zamanda yapılabilecek işlerdir. Bu dediklerim yapılırsa sirkülasyom sağlanır ve Boyabat’ta hava kirliliği görülmez, Boyabatımız’ın havası tertemiz olur.
Bazıları bunların zor olacağını düşünerek, gözünde büyütebilir. Ancak Boyabat’ın su ve hava konuzu çözülürse, bu nedenle oluşan ölümlerin azalacağından eminim. Beyefendi isterse, bu iki konuda çözülebilir. İlgilenmezse de geliyer gelmekte olan, seyredin bu hayati öneme sahip konular nasıl çözülüyor. Siz hemşehrilerimizin teveccühü ile her şey çok güzel olacak.
Ekmek
2023 yılı Ramazan ayında ekmek 8-10 TL., Ramazan pidesi 15 TL. olacağını fırıncılar söylüyor. Un fiyatları ve işçilik giderlerinin çok yüksek olduğunu söylüyorlar. Ekmek pişirmek için gereken odun tedarikinin çözülmesi gereken bir sorun olduğunu söylüyorlar. Orman İşletmesi’nden yıllık 100 star odun alabildiklerini, günde 1 star odun yaktıklarını söylüyorlar. Tahsis edilen odunun 100 gün yettiğini, kalan günlerde ise çeşitli yöntemlerle ve pahalı olarak gerekli odunu temin ettiklerini belirttiler.
Mesleğim gereği, Pala’nın kahvesi deriz inşşat emekçileri toplanır, onlarla sohbet ettik. Masada 6 kişi vardı, dürüst komuşacaklarına dair yemin ettirdim. Önce evinize et alabiliyormusunuz diye sordum. Sonra günlük kaç ekmek alabiliyorsunuz diye sordum. Masada bulunanlar günlük 10-12 adet ekmek aldığını söyledi. Bu insanlar iş bulabilirlerse yevmiye ile geçiniyorlar ve ucuza çalışıyorlar. Bu insanlar ekmek alsalar gıda alamadıklarını söylüyorlar.
Sayın Belediye başkanı Hüseyin Coşar ağabeyim, Orman İşletmesinden 100 star odun kotası siyasetin çözebileceği basit bir iş, bu fırıncıların giderlerini azaltır. Ekmek zammı yapılmayabilir. Ayrıca Boyabat Belediyesi fırıncılık konusunda tecrübeli bir kurum, alet ve edevatı vardı. Tecrübeli ekmek ustaları vardı. Büyük şehirlerde Halk Ekmek adında ucuz ekmek satıyorlar, sizde Halk Ekemk fırını kurarak, Boyabat’ın belli merkezlerine Halk Ekmak sarış yerleri kurarak, halkımızın ucuz ekmek yemesini sağlayabilirsiniz.
İnşaat mühendisi Metin Bozkurt (16.01.2023)
Kaynak ; Boyabat Gazetesi