Bir damla su olarak çıktık bu yolculuğa
Ana rahmi denilen yerde verdik dokuz ay mola
Önce alak, sonra et ve kemik giydirildi tenimize
Sonra ruh üflenip can yüklendi bedenimize
Şükürler olsun bizi en güzel şekilde yaratan Rabbimize
Dokuz ay on gün bizi orada besledi
Ahsen-i takvim olarak en güzel şekilde süsledi
Sonra bir İlahi ses; yolcu yolunda gerek dedi
O günden sonra ana rahmi bize dar geldi
Dokuz ay on gün sonra geldik bu yalan dünyaya
Huzur ve mutluluk verdik ana baba akrabaya
Hikmetinden sual olunmaz Huda’ya
Onlar eğlenirken biz başladık ağlamaya
Oyun ve eğlence ile geçti çocukluk yıllarımız
Hayaller peşinde geçti ergenlik çağlarımız
Ondan sonra başladı hayatın cilvesi çilesi
Okul,askerlik,evlilik denen yaşam mücadelesi
Ömür dediğin bir yaşam mücadelesi
Kiminin sevinç kiminin elemle biter hikayesi
Sakın isyan etme seni seven Rabbine
Bütün bunlar hayatın acı tatlı meyvesi
Bir sefer başlamıştı ezelden ebede
Gelenler gidiyor ulaşmak için menzile
İnsan ömrü mevsimler gibidir
İlkbahar yaz sonbahar kış
Doğum bir uyanış ölüm ise zamansız bir ayrılış
Yol uzun fakat ömür kısa
Baharla başlayan mevsimler dönüyor kışa
Hayaller ve emeller hepsi boşa
Ister az yaşa ister çok yasa
Ecel bir gün mutlaka gelecek başa
Dünya dedikleri bir kaç günlük misafirhane
Kimine göre bir eğlence kimine göre bir çilehane
Ister saraylarda yaşa istersen bir fakirhane
Hepsi sonunda olacak birer virane
Seni bekliyor kabirde börtü ve böcekler
Seni bekliyor kabirde sual için melekler
Seni bekliyor dünyada işlediğin amel defteri
Seni bekliyor Rıdvan yada Zebani melekleri
Kabir dedikleri mahşere açılan ilk kapı
O kapıdan geçen herkes ödeyecek hesabı
İlerisi Mizan terazisi ve Sırat köprüsü
Cennet yada Cehennemde biter insanlığın öyküsü
İlyas ÇİLOĞLU (11.03.2022)