Sinop Kadın Platformu, “Öfkeliyiz, isyandayız, bu cinayet mahali ülkede güvende değiliz” başlıklı bir basın açıklaması düzenledi.
Sinop Uğur Mumcu meydanında toplanan kadınlar slogan atarken, basın açıklaması Sinop Kadın Platformu dönem sözcüsü Asuman Aydoğdu tarafından okundu.Basın bildirisinde şu görüşlere yer verildi.
“Öfkemizle, isyanımızla, can güvenliğimizin olmadığı, sokaklarında özgürce dolaşamadığımız, her birimizin yarın maktul listesinde adımızın olup olmayacağı kaygısıyla yaşadığımız bu ülkenin sokaklarındayız yine! Acımız da öfkemiz de isyanımız da büyüyor! Bugün yine katilleri, tecavüzcüleri, tacizcileri koruyan, aklayan ve cezasızlık politikalarıyla ödüllendiren AKP-MHP iktidarına karşı yine sokaktayız. Haklarımızı geri almak için her gün her ant direnmeye ve mücadele etmeye devam ederken, dinci, gerici ve şeriatçı çetelerle sarmaladığınız her alanı geri alacağız.
Bir kişi daha eksilmek istemediğimiz için, hayatlarımızdan endişe duymadan özgürce yaşamak istediğimiz için hep bu sokaklarda olduk/olacağız. Bugün acımız, öfkemiz taze! 4 Ekim de bu ülkenin karşılaştığı en korkunç günlerden biri daha yaşandı. Bu ülkede 4 Ekim de iki kadın göz göre göre vahşice katledildi. Aynı gün bir kadın iki saldırgan tarafindan sokak ortasında taciz edildi. Bu ülkede, katledilen Narin Güran için verilen arastirma önergesia AKP ve MHP oylarıyla reddedildi Dört bir köşesi kameralarla izlenen bu kentte Gülistan Doku 5 yıldır bulunamadı. Yine 11 gündür devletin tüm güçlerinin her sokağında olduğu bir kentte Rojin Kabaiş bulunamıyor. Bu ülkede erkek devlet şiddeti kadınlara, çocuklara, LGBTI+lara, kendinden olmayanlara nefes aldırmıyor. Bu ülkede erkek devlet eliyle, iktidar eliyle hırsızlar, uyuşturucu baronları, çeteler, mafyalar hüküm sürüyor. Kahrolması gereken çürümüş düzenleri katledilen kadınların, kaybedilen çocukların bedenleri üzerinden yükseliyor!
Semih Çelik isimli erkek İstanbul’da yaklaşık 1 saat içinde iki kadını katletti. Daha 19 yaşındaki Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner, kadınlara nefret kusan, kadın katliamlarına ön açan, ‘nasılsa devlet iyi hal ya da tahrik indirimi yapar sözünün rahatça kurulabildiği bu düzenin bir parçası olan erkek tarafından katledildi. Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner sadece katil Semih Çelik tarafından değil, cezasızlıkla faillere ödül veren erkek yargı tarafından, kutsal aile yalanlarıyla kadını her alandan alıkoymak isteyenler tarafından, kadın düşmanı politikaları bir bayrak gibi taşıyan erkek devlet tarafından, sırtı sıvazlanan eril tahakküm tarafından, çocuklar öldürülürken araştırılmasına engel olan bu iktidar tarafından katledildi. Bu sistematik cinayetler karşısında yalnızca taziye görüntüleri veren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının “Şiddet Uygulayanlara Yönelik Psikososyal Müdahale Modeli” adı altında kadın cinayetlerinin nedenlerini, faillerin psikopatolojilerine ya da madde bağımlılığına indirgeyen açıklamalarını da sözde çözüm modellerini de kabul etmiyoruz. Psikososyal çalışma, sistemli örgütlenen erkek şiddetini yok edemez. Yasaları uygulamak yerine ailelere, faillere psikososyal destek vermeyi vadetmek “Benim neden sokak ortasında öldürülme ihtimalim var?” sorusuna cevap
vermiyor!
Bir gün içinde değil birkaç saat içinde yaşananlar bu çürümüş, katliamcı düzenin en büyük göstergesidir. Aynı gün bir kadın sokakta yürürken iki erkek tarafından taciz edildi. Dakikalarca süren tacizde saldırganlar önce elini kolunu sallayarak gitti. Gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Sosyal medya baskısı ile tekrar gözaltına alınan saldırganlar, ses çıkarılmamış olsaydı bugün sokakta dolaşmaya devam edecekti. Ama biliyoruz, bu erkek yargı bir süre sonra çetelere, katillere, mafyalara yaptığı gibi taciz faillerini de sokağa tekrar bırakacak. Kadınların katillerini koruyanlar, çocukların katliamı araştırılmasın isteyenler, faillerin yanında işbirlikçi olarak yer almaktan vazgeçmeyecek. Biz de bu çürümüş düzeninizle, erkek devlet şiddetinizle mücadele etmekter vazgeçmeyeceğiz. Kadınların yaşamlarını kıskaca alarak, yo katliamcı iktidarınız yıkılana ederek kurduğunuz vazgeçmeyeceğiz!
İstanbul Sözleşmesinden geri çekilenler bu cinayetlerin sorumlusudur! 6284 yasayı yasayı etkin uygulamayanlar kadın cinayetlerinin sorumlusudur! Bir seferden bir şey olmaz diyen siyasal erk kadın cinayetlerinin sorumlusudur! Rızası vardı diyenler kadın cinayetlerinin sorumlusudur! Gecenin geç saatinde sokakta ne işi vardı diyenler kadın cinayetlerinin sorumlusudur! Bizler, katledilen kadınların adını bir an bile dilimizden düşürmeden bu öfke ve isyanla karşınızda durmaya devam edeceğiz. Cinayet mahali haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için yakanızda olmaya devam edeceğiz. Uygulamadığınız yasalar yüzünden, istismarı aklayan, katilleri öven düzeniniz yüzünden, kana bulanmış ellerinizle tutunduğunuz koltuklarınız yüzünden hayatta olmayan her bir kadın, her bir çocuk, her bir LGBTI+ için karşınızda duracak bizleriz! Katlinde payınız olan kadınların yaşayamadığı her dakikası için düzeninize bir darbe daha vuracağız. Mücadelemiz özgürce yaşadığımız, sokaklarda güvenle yürüyebildiğimiz, evlerden, iş yerlerinden, kampüslerden tacizcileri, katilleri yok edeceğimiz, erkek devletinizi alaşağı edeceğimiz güne kadar sürecek.
”Tuğba Yılmaz Özen
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.