Kurban bayramı aynı zamanda İslam dinindeki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneğidir. Çünkü diğer günlerde yeryüzünde milyonlarca hayvan kesilmesine rağmen kesilen bu hayvanların etlerini çoğunlukla varlıklı olan kimseler alır ve harcarlar.
Oysaki kurban bayramında kesilen hayvanların etlerinden çoğunlukla yoksullar ve hayır kurumları istifade eder. İlmihal kitaplarına baktığımızda Peygamberimizin bu konudaki tavsiyeleri şu şekildedir. Hz. Peygamber (s.a.s.) kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir bölümünün de evde yenmesini tavsiye etmiştir (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10). Ailenin fakir olması durumunda ise etin tamamı da evde bırakılabilir (Tahâvî, Şerhu Meâni‟l-Âsâr, Beyrut 1399, IV, 185).
Fakat üzülerek ifade edelim ki; son zamanlarda günümüz Müslümanlarının bu konudaki davranışları Hz Peygamberimiz(S.A.V)in bu sünneti seniyye’ sine ve tavsiyesine ters düşmektedir. Çünkü etrafımıza baktığımızda bu gün çoğunlukla kesilen kurbanların, kesilip parçalandıktan ve ya ortaklar arasındaki taksimat yapıldıktan sonra kasapların önünde kıyma çektirme kuyrukları görmekteyiz.
Çektirilen bu kıymalar ve etler derin dondurucu veya difrizlere doldurularak bir yıl boyunca bu et ve kıymalardan harcamaktadırlar. Oysaki gerçekten Peygamberimiz(S.A.V)in bu konudaki tavsiyelerine uyulmuş olsa idi evlerimizdeki bu kurban etleri kısa sürede tüketilmesi gerekirdi. Bizler Müslümanlar olarak kurbanlarımızı Peygamberimiz (s.a.v) efendimizin tavsiye ettiği gibi üçe taksim edip bir kısmını kurban kesme imkânı olmayan fakirlere vermiş olsak, bir kısmını kolu komşu akrabaya ikram etmiş olsak , bir kısmını da evde çoluk çocuğumuzla yemek için ayırsak, işte o zaman kurban gerçek amaç ve gayesine ulaşmış olur.
Yapacağımız bu taksimatlarla bir taraftan maddi imkânları olmadığı için kurban kesemeyen Müslüman din kardeşlerimizin kısa süreli de olsa çoluk çocukları ile birlikte sofralarında et yemelerini sağlamış oluruz, diğer taraftan kolu ve komşuya yapacağımız ikramlarla aramızdaki akrabalık bağlarımızı daha da kuvvetlendirmiş oluruz.
Böylece: hem ibadetimizi layıkıyla yerine getirme hem de kurbanlarımızı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmanın mutluluğunu ve huzurunu yaşamış oluruz. Kurbanın asıl amacı ve gayesi olan; Allaha kulluk vesilesi olan kurban ibadetimizi gönül huzuru içinde idrak etmiş oluruz. Aksi takdir de kurban ibadeti gerçek gayesine ve amacına ulaşmamış olur.
Belki bizler bir yıl boyunca sofralarımızda bol bol et yemekleri yiyebiliriz, ama yarın hesap gününde bunların hesabını verebilir miyiz bilemem.
Öyle ise Hz Ömer’in ‘’Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekiniz’’ sözünü Unutmayınız. Kaynak Kitap :İslam İlmihali(Lütfi Şentürk—Seyfettin Yazıcı)
Kurban ibadeti ve diğer ibadetlerimizin kabul olması dileği ile … BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN..
Bitti
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.