Sabah erken saatlerdi… bankanın önünde toplanmıştı yaşlı amcalar.. Biri seslendi arka taraftan; “Dan neydiyo makinanın başındakiler, zabah beri bir kişi eksilmedi…”
Kalabalığın ortasındakilerden biri üstüne alınıyor ve cevap veriyor; “Para yoğumuş makinada, onu bekliyoz, içerden goymadıla ki daha”
Çile değil de ne?!
***
Ve bir kaç metre ötesi pazar..
Önce Bağlıcalı yağcı teyzeme uğradım. Tenbihlediğim yağı, yoğurdu aldım…
“Kabak da al kuzum”
“Geçen aldığım gibiyse istemem teyze, pek beğenmedim de”
“Allah hayrını versin, iyisinden vedim ben sana”
“Ne biliyim işte, benim sevdiğim gibi değildi.”
“Oğlum şu çuvaldakilerden ver ablana”
“Bak geçen sefer ki gibi çıkarsa tencereyi kucaklar gelirim köye”
“İyi çıkarsa da gel oğul, emme tencereynen”
“Tamam”
“Teyze bunlar dursun burada, elimde taşımayım, çıkarken alırım”
“Teyze bak unutuyordum; bir arkadaş için de yağ istiyorum aynen benim istediğim gibi yapıvereceksin.”
“Tamam kuzum, haftaya gel al”
**
“Hayırlı işler teyze”
“Sağ ol kızım hoş geldin.”
“Kuş ekmeği değil mi bu”
“Evet kızım pek lezzetli olur”
“Bunu yumurta ile mi kavuruyorduk, ebem yapardı biz çocukken?”
“Biz ısbanak aşı gibi pişiririz, al da tadına bi bak. Kızım bu tam doğal, gübre yok, ilaç yok Allah’ın saçtığı gibi bitmiş kırlarda işte”
“Kaç lira?”
“3 lira kızım..”
“Çok demedin mi teyze?”
“iyi hadi 2,5 oluvisin sana”
“Hadi oluvisin, bir tadına bakıyım.”
“Sağ ol teyze”
“Hayırlı işler amca”
Sağ ol evladım, sağ ol”
**
“Selamün aleyküm abla”
“Aleyküm selam”
“Bunun adını çıkaramadım abla, neydi bu”
“Keşür”
“Nasıl yapılıyor yemeği”
“Şu havuç gibi olan kısımlarını kazıyacaksın, ince doğrayıp biraz kavuruyorsun, pişmesine yakın yapraklarını kat, soğanlı yumurtalı pek güzel olur”
Neyse bunun işi çok, yapamam belki, ziyan ederim”
Altın dişli teyze dinledi bizi; ” niye yapamıyon, bunu yapamıyanı kocaya almazlar”
İçimden dağlari yerinden oynatır bir “Eyvaaah!” dedim ki sormayın.
Ama kimseye belli etmeden, pek bi havalı bir üslüpla;
“Amaaan teyze, almasalar almasınlar…derdine yansın almayan”
“Vaduğun ya keşür yemeği isterse”
“Teyze zor sorular soruyorsun”
Bu lafıma öyle bir kahkaha attı ki, o altın dişler nasıl da ışıldadı güneş ışığına hava atarcasına…
“Kızım gel bi sarılayım sana” dedi tezgahının üstünden geçerek öyle candan kucakladı ki, belli ki canı kaynadı.
“Benim kızım gibi şakacısın.Sağ ol şakamı anladığın için.Allah iyiye düşürsün.”
“Amin teyze…
Hadin hayırlı işler….”
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.