Ayancıklı Yıldız, ‘Kamyoncu babanın hemşire kızıyım’…

ayancikli-yildiz-kamyoncu-babanin-hemsire-kiziyim

Ünlü estetikçi Ayancıklı hemşehrimiz Ayşe Yıldız, Yeni Yüzyıl Gazetesi’ne verdiği röportajda, Ayancık’taki hayatından bahsetti. Röportajda gazeteci Alev Şenol’un sorularını yanıtlayan Yıldız, iş hayatında yaptığı önemli çıkışlarıyla ilgili çarpıcı yanıtlar verdi.

İşte o verdiği röportaj;

Ayşe Yıldız, onlarca ünlüyü estetik masasına yatmaya ikna etti. İsmi de çoktan değişti, artık “Ayşe Estetik” olarak tanınıyor. Seda Sayan’la tanıştıktan sonra talihi döndü. Öyle ki efsane futbolcu İbrahimoviç bile onu tanıyor!

Ayşe Yıldız, Sinop’ta bir köyde büyüdü. Hemşire olarak İstanbul’a geldi. Ardından estetikçi olmayı kafasına koydu.

Şimdi bir marka…

Seda Sayan’dan Murat Dalkılıç’a, Alper Potuk’tan Erkan Zengin’e bir sürü ismi güzelleştirdi. Futbol efsanelerden Zlatan İbrahimoviç bile onun ismini öğrendi. Sadece ameliyat masasında maharetli değil. Aynı zamanda kendisi adına ürettiği güzellik ve bakım ürünleriyle de başarısını sergiliyor. Karşınızda Ayşe Estetik…

 Kül Kedisi masalı gibi bir hikâyeniz var. Nerede büyüdünüz?

Sinopluyum ben. Köyde büyüdüm. Babam kamyon şoförü, annem ise bildiğiniz Anadolu kadını. Tülbendi, tesbihi, ayağındaki lastik pabucunun çamuru ile büyüttü bizi. Dört kardeşiz, abilerim var.

Sinop’tan Nişantaşı’na geldiniz. “Taşı toprağı altın” derler ya İstanbul için, siz bu şehirdeki altını nasıl buldunuz?

Hemşire olarak geldim İstanbul’a. Özel bir hastanede bir doktorun yanında göreve başladım.

Ameliyatlara giriyor, ona yardım ediyordum. O yıllarda estetik kelimesi dolaşmaya başladı ortalıkta. Bu konuda hedef koydum kendime. Kurslara katıldım, yurtdışına çıktım. Kazandığım parayı biriktirip eğitime yatırdım. Yüz estetiği konusunda epey bilgi sahibi olmuş ve çok fazla sertifika programına katılmıştım. Birlikte çalıştığım doktorum Serhat Tuncer’le, yılların yol arkadaşlığı aslında bizim hikayemiz. Çok başarılı bir estetisyendir kendisi. Onunla katıldığım her ameliyat benim için inanılmaz kazanımdır.

DÖNÜM NOKTASI SEDA SAYAN

Peki, dönüm noktanız neydi? Başarı nerede yakaladı sizi?

Hayatımın dönüm noktası Seda Sayan’dır. Bir gün kuafördeyim, 21 yaşındayım tahminen. İçeride Seda Sayan var. Hemen tanıştım kendisiyle. Karadenizlilik de var kanda tabii… Sıcakkanlıyım. O halimle Seda Abla’ya anlattım kendimi. Sonra dedim ki, “Seda Abla benim çalıştığım doktorum çok başarılı, senin biraz gıdın var, gel senin gıdını biz ameliyat edelim.” Seda Abla da dedi ki, “Kız deli bu…

Her şeyi pat pat söylüyor, içi dışı bir.” Başladı gülmeye. Sonra, “Ara doktorunu, hazırlansın. Bu gece operasyona alın beni” dedi. Ardından bir anda ameliyathanedeydi.

O gece ameliyatı yaptık hocamla. Bir kaç gün sonra Seda Abla aradı, “Hocanı da al gel, sizi canlı yayına çıkaracağım” dedi. Daha boynunun altında bantları duruyordu düşünsenize! Biz koşa koşa yanına gittik tabii. Seda Abla bizim o gün reklamımızı yaptı. O gün adım “Ayşe Estetik” oldu. Bizim klinik randevuları kilitlendi o yayından sonra. Allah’a inancım çoktur benim, “ilahi şans, kudret” derim o güne ben.

Hakikaten büyük şans… Ardından birçok ünlünün yolu kliniğinizden geçti, değil mi?

Seda Abla, Murat Dalkılıç’ı gönderdi. O başka birini, diğeri başkasını… Derken ben ünlülerin Ayşe Estetik’i oldum. Her başarılı iş, bir başkasını getirdi. Bir de güzel olan şu, ben iyi sır tutarım. Bu camiada sır tutamazsan var olamazsın. Hepsi ayrı ayrı dostum ve yapılan iş onlar paylaşmadığı sürece sırrımdır. Bu güven de çok etkiledi tabii.

İBRAHİMOVİÇ DE TANIDI

Sosyal medya hesabınızda hep görüyorum, tüm futbol camiası kliniğinizde…

O işin mazisi var. Bir gün Eskişehir’deyiz. Masada oturuyoruz birkaç dostumla. O zamanlar Eskişehirspor’da oynayan Alper Potuk geldi. Allahım adamda koca burun. Bir çirkin… “Kardeş gel senin burnunu estetik yapalım, olmaz böyle, bahtın açılmaz vallahi” dedim. Gülüştük, derken üç dört gün sonra Alper aradı, “Ayşe bana estetik yapalım” dedi. Kolları sıvadık hocamla. Estetik yaptık. Adam bildiğin prens oldu. Uğurlu geldim ona. Sonra Fenerbahçe’ye transfer oldu.

Ardından Erkan Zengin geldi. O da Alper Potuk’ta görmüş başarılı sonucu. “Ben de istiyorum” dedi. Onun da burnunu yaptık. Bir gün İsveç’in milli maçı var. İbrahimoviç de sahadaydı. Maç çıkışı gazetecilerin soruları sırasında sürekli Erkan Zengin’in burnuyla oynuyordu, “Abi ne güzel olmuş burnun, harika valla” diye. O sırada kameralar kayıtta tabii. Erkan Zengin de, “Ayşe Estetik yaptı, sen de yaptır” deyince, bizim telefonlar yine kilit… Şans, kısmet bunlar. O yüzden, futbol camiası Ayşe Estetik’te.

 Bir çok ünlü tanıyorsunuz ve neredeyse güzelliklerinden sorumlusunuz… Peki, kriz olmuyor mu, ilişkileri yönetmek sizi yormuyor mu?

Bir kere iyi sır tutuyorum. Ünlü, ünsüz müşterilerimle dost olurum. Sadece güzelliklerinden değil, hayatlarından da sorumlu olurum. İyi iletişimler kurar, samimiyet sunarım. Onların da aradığı samimiyettir.

“Dünya markasıyım” diyebilir misiniz?

“Neden olmasın” diyorum. Dubai, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri’nde şubelerimiz var. Her ay gidip müşterilerimle görüşmeler yapıp, randevuları hazırlıyorum.

 Adınızı taşıyan güzellik ve bakım ürünleri hakkında ne söylemek istersiniz?

Bana bunu liseye giderken söyleselerdi, “İleride kendi adında markan olacak” diye, “Yok artık” derdim kesin. Ancak şu an bunu yaşıyorum. Ürünlerim çok sevildi. Özelikle soğuk etkili selülit ürünüm gerçekten etkili. Ünlüler sahne öncesi ürünlerimi tercih ediyor ve “Ayşe, pürüzsüzdü bacaklarım” diye koşa koşa gelip, birkaç kutu alıyor.

Aileniz gurur duyuyor mu sizinle?

Babamı gırtlak kanserinden kaybettim. Evin hem annesi hem babasıyım. Ailemin sorumluluğu benimdir. Annem hayır duasını eksik etmez, sağosun. Yıllardır çok yoğun çalıştığıma ve çalışarak buralara geldiğime şahitler. Elleri hep üzerimdedir.

Ya evlilik, çocuk… Var mı böyle planlarınız?

Kısmet o işler. Yıllar önce ilk kez Seda Abla’mın programında gönlümü kaptırdım, o da olmadı. “Kısmet değil” dedik, kapadık o defterleri. Şu anda da hayatımda kimse yok.

Nişantaşı’nda sıklıkla gördüğümüz kadın tipine dönüşmeden bu doğallığınızı nasıl korudunuz?

Köyde ayağıma giydiğim naylon lastik ayakkabılarım halen durur odamda. Bakarım onlara hep, “Ayşe nereden geldiğini unutma” derim. Kamyoncu babanın hemşire kızıyım ben. “İstanbul yiyemedin beni, geldim senin hakkından!” derim. Beni buraya taşıyan şey, babamın ve annemin bana sağladığı özgüven ve ne olduğumu bilerek yaşamam.

Sosyal medya hakkında ne düşünüyorsunuz?

İlk kullanıcılarındanım ve orada olmayı seviyorum. Farklı bir dünya orası ve takipçilerimle orada olmaktan, anlarımı onlara aktarmaktan keyif alıyorum.

 “Hayatımda iyi ki var” dedikleriniz kimler?

Hocam, doktorum, yol arkadaşım Serhat Tuncer.

 

YENİ YÜZYIL GAZETESİ

 

Boyabat Gündemi hakkında 18695 makale
Boyabat Gündemi

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın