Birçok konuda olduğu gibi sanal ortamlar ve televizyon ekranları evlilik konusuna da el attılar. Reyting rakamları oldukça iyi olmalı ki farklı televizyon kanalları bu konuda ciddi bir rekabet halindeler.
Ülkemizde epey zamandan beri televizyon ekranlarında, farklı isimler adı altında “izdivaç” içerikli programlar icra ediliyor. Ancak kısmen ehven-i şer kabul edebileceğimiz kimi programlarda bile son dönemlerde iş iyice şirazesinden çıktı.
Adı izdivaç yani evlen(dir)me olan programlarda son dönemlerde gördüğüm manzara şu; önce evlenmek isteyen insanlar bir araya getiriliyor sonra da bir şekilde aralarında pürüz çıkar(t)ılarak milyonlar önünde en mahrem haller rezil-i rüsva boyutta fütursuzca yaşanıyor.
Bir bakıyorsunuz iki bekâr insan programda karşılaş(tırılı)yor birbirlerini beğendiklerini söylüyorlar. Ertesi gün ya da birkaç gün sonra tekrar ekrana çıktıklarında ise adeta ringe çıkmış boksörler gibi birbirlerine diş biler hale geliyorlar.
Yıldırım aşkı ile birbirlerine çarpılanları, elektrik alanları! Aradan 24 saat geçmeden sigortaları atmış vaziyette görmek, bu tarz programların rutinleri arasında çoktan yerini almış durumda.
Bir de her programda adeta oranın demirbaşı mesabesinde olan nam-ı diğer fenomen tipler var. Belli ki bunlar sosyal medyada da çok popüler. Talip olan-olunan adaylarla ilgili yaptıkları yorumlarla da programa re(yti)nk! katıyorlar.
Bir taraftan TBMM’de “aile bütünlüğünü koruma komisyonu” kurularak Türk ailesinde meydana gelen yıkımları önleme adına iyi niyetli gayretler gösterilirken diğer taraftan bu ekran pespayeliğinin son gaz devam ediyor olması oldukça düşündürücü.
Aile birliği ve huzuru bu kadim toplumun ve ülkemizin temel taşıdır. İnanın, aile biterse hepimiz biteriz. Bakın ABD’ye, Bakın Avrupa’ya. Bakın diğer ülkelere…
Evlilik programları tüm topluma örnek davranışlar sergilemeliydi. Eş seçimi ve evlilik müessesesi konusunda topluma ve gençlere müspet numune olmalıydı? Bu tarz programlar, reyting kaygısından önce “aile bütünlüğünü koruma” kaygısı ile hareket etmeliydi.
Ancak hiçbiri olmadı, olmuyor…
Buradan “hayırlı olsun!” temennisiyle birlikte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızdan rica ediyorum. İzdivaç programları konusuna lütfen bir el atsınlar. Topluma ve gençlere doğru evlenme metotları ve modelleri konusunda gereğini yapsınlar. Aksi halde evlendirme programlarının menfi etkileri nedeniyle, gelecekte daha çok al-evlenen ocakların yangınına şahitlik etmekten endişe ediyorum.
Haksız mıyım?
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.