Geçmişten günümüze yansıyan ve kültürümüzü simgeleyen yöresel ürünlerimize sahip çıkarak yok olmalarına engel olmalıyız. Sinop’un patentli Boyabat Çemberi İstanbul Sirkeci Garı’nda Dünya markaları ile birlikte İSTFEST Fuarı’nda gururla sergilendi.
Sinop’un Boyabat, Durağan, Saraydüzü yöresine ait olan ve annelerimizin eskiden günlük olarak kullandıkları çember artık sadece süs örtüsü olarak veya kızların çeyizleri ne alınıp hatıra diye saklanıyor. Çemberimizin Dünyada tanıtılıp , kültür mirası olarak hak ettiği değeri görmesi için Patentinin alınmış olmasına ayrıca gurur verici ,bizde elimizden geldiği kadar tanıtıp katkıda bulunmalıyız .
Bizim yörede çemberin adı ve kendine has bir dili vardır. Bunlardan bir kaç örneğini vermek istiyorum. Gelin almaya başka bir köye dünürlüğe giderken ‘çember tersinden’ takılır, bilirlerdi o kadın oğluna kız isteyecek ve hayırlı bir iş için gidiyor. Bir diğeri de ‘gelinin çemberinin beyazlığı’ gelinin ne kadar temiz, tertipli, iyi gelin olduğu anlamına gelirdi.
Yine çamaşır yıkarken hanımlara mutlaka 2çemberin ağarsın’ denir bu da çamaşırın kolay temizlensin, işlerin kolay gelsin demek anlamına gelir. Çemberin nakışlarının isimleri vardır. Bunlar da; kibrit kutusu, sinek kanadı, beş iplik gibi. Anadolu kültürümüz olan çembere Boyabat , Durağan ,Saraydüzü Belediyesi sahip çıkarak çember dokuma atölyesi kurdular.
Burdan Belediye Başkanlarimiza ayrıca çok teşekkür ediyorum. Halk eğitimi ile birlikte hanımlara hem istihdam hem de kültürümüzü yaşatmak için bir teşvik oldu. Boyabat esnafı olan Ruhi Çörtük , çemberinizi tanıtıp satışını gerçekleştirdiği için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca çember deyince Ruhi bey gelir Boyabatlıların aklına İstanbul’da Ankara’da Ruhi beyden başka çemberin satışını yapan yok.
Ruhi beyle yaptığımız röportajda ‘’Sinoplu olan olmayan bu özel farklı çemberimize daha çok sahip çıksınlar bize destek olsunlar, biz bu çemberi kendi tezgahlarında dokutamıyoruz hak ettiği fiyata satamadıkları için hanımlar dokumuyorlar. Bir çember bir hafta da dokunuyor.
Emeği ve maliyeti fazla old uğu için de doğal olarak da hanımlar dokumak istemiyorlar. Belediye ve Halk Eğitim desteği olmazsa bu kültür ürünümüz yok olup gidecek. Biz de sırf bu güzel gelenek ve kültür ürünümüz olan çemberimizi nerdeyse karsız satışını yapıyoruz.dedi. Ben de İstfest Fuarı’na haber için gittiğim zaman orada görünce çok sevindim ve kendi yöresel ürünüm olduğu için gurur duydum. buradan sizlerle paylaşmak istedim ki kültürümüze ait ürünlere meraklı olan okuyucularımıza ve çemberi dokuyan ve emeği geçenlere katkımız olur dedim.
Halime Şahin, İstanbul….
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.