Sinoplu Hakan Öztürk, kendi geliştirdiği sistemle efsane otomobilini öyle bir hale getirdi ki çoğu kişinin böyle bir sistemin varlığından bile haberi yok…
Murat 131 tutkunu Hakan Öztürk, kendi geliştirdiği sistemle efsane otomobilini öyle bir hale getirdi ki çoğu kişinin böyle bir sistemin varlığından bile haberi yok…
Türkiye’de bir ilk!
Bu özellik 200 bin TL değerindeki araçlarda bile yok…
Murat 131 tutkunu aynı zamanda akıllı sistemler üzerinde çalışan Hakan Öztürk ile milliyet.com.tr adına keyifli ve bir o kadar da ilginç bir röportaj gerçekleştirdik.
Hakan Öztürk, kendi geliştirdiği sistemle efsane Murat 131 aracını akıllı telefonuyla çalıştırıyor sadece çalıştırmakla kalmıyor.İşte eşine daha önce rastlanmamış bu hikayenin detayları…
Böyle bir sistem geliştirmek nereden aklınıza geldi? Çocukluğumdan beri hem teknolojik gelişmelere hem de Murat 131 tarzı efsane araçlara her zaman daha farklı bir gözle baktım. Ben akıllı ev sistemleri üzerine çalışıyorum, ev otomasyonu ile haşır neşirim. Yani cep telefonundan evlerin aydınlatılması gibi klima açıp kapatma gibi sistemler üzerinde çalışıyorum.Kendi arabama uygulama serüvenim şöyle oldu.
Murat 131 tutkum zaten bahsettiğim gibi çocukluktan geliyor. Birgün düşündüm neden böyle bir sistemi evler haricinde kendi aracım için denemiyorum diye, ondan sonra programlama çalışmalarına başladım. Bizzat yazılımını kendim yazdım. Başarılı olunca aracın orijinalliğini bozmadan kendi arabama uyguladım. Arabanın herhangi bir parçasına bir adet bile vida bile atmadan başarıyla bu sistemi uyguladım.
Tam olarak akıllı telefonunuzla otomobiliniz üzerinde neler yapabiliyorsunuz? Aracın içinde hiç kimse yokken tamamen dışarıdan telefonumla aracımı çalıştırıyorum. Sistemsel olarak insan gücünden bağımsız kontağı açıp kapatabiliyorum. Aracın farlarını yakabiliyorum, sis farlarını, uzun-kısa farları düzenleyebiliyorum. Yine aracın dışındayken radyoyu açıp dilediğim şekilde ses ayarlarını ve kanal frekanslarını telefonumla hiç aracın içine binmeden değiştirebiliyorum.Yine aracın dışındayken radyoyu açıp dilediğim şekilde ses ayarlarını ve kanal frekanslarını telefonumla hiç aracın içine binmeden değiştirebiliyorum.
Peki ne zaman başladınız bu sistem üzerinde çalışmaya? Normalde otomasyon sistemleri 1995 yılından sonra Türkiye’de yayılmaya başladı. Paneller gibi eski sistemlerden sonra akıllı telefonlar devreye girince her şey daha kolay oldu.Akıllı telefonlarla sistem evlere uygulanmaya başladı; daha sonra da ben bu sistemi aracıma uyguladım. Aracımı sadece iPhone ile değil iPad, apple watch, laptop gibi teknolojik aletlerle de çalıştırabiliyorum.Sistem başarılı olduktan sonra ilk kez ne zaman denediniz? Sistemi aracımda ilk kez 6 ay önce denedim.
Murat 131 tutkumuz bu sistemle birlikte daha eğlenceli bir hal aldı. Bizim aynı tutkuyla yaşayan arkadaşlarımız olarak bir derneğimiz var. Derneğin adı da TİKOD, Tofaş İlk Klasik Otomobilciler Derneği.
Bu araçların panelleri T şeklinde olduğu için yine panelleri T şeklinde olan araç sahipleri bu derneğe girebiliyor. Zaten bu araçlarda 1977’den 1983’e kadar üretildi. Biz bu arabalara açıkçası gönül verdik.
Arabanın plakasını bile değiştirdim memleketim Sinop’un plakasını yaptım, aracın modelini plakaya yazdırdım.
Benim farklı bir aracım daha var 2017 model fakat bunun yanında diğer 0 aracımın hiç değeri yok bu salt bir tutku. İki günde bir gelip temizliğini yapıyorum, aracım sürekli Beşiktaş’ta otoparkta duruyor. Özel park alanında muhafaza ediyorum. Daha önce sosyal medyada ya da farklı bir platformda bu sistemi anlattınız mı? Dernek içerisindeki arkadaşlarımızla zaten iki günde bir otoparka gelip aracı ziyaret ediyoruz diyebilirim. Çocuk bakar gibi gelip biraz bakımlarını yapıp geri dönüyoruz. Güzel havalarda haftasonları aracı otoparktan çıkartıyorum, Çanakkale’ye Bursa’ya gittim bu araçla tabi ki yoğun ilgi görüyor.Çocuk sevmek, aşık olmak gibi bir şey bu sizin için. Hisleriniz bunlara yakın değil mi? Ne isterseniz deyin ister çocuk sevmek, ister aşık olmak. Duygular onlara eşdeğer bambaşka bir tutku.
Sizin uyguladığınız bu sistemi bu tip araçlarda uygulayan kimse yok. Siz aracınızı ne kadara satın almıştınız? Bir hafta boyunca pazarlık yaparak 10 bin TL’ye satın almıştım. 10 bin TL’ye aldım fakat çok daha fazlasını harcadım. Biz bu arabalara para harcarken hesap yapmıyoruz, panjursa en kalitelisini, farklı bir masrafsa en pahalısını alıyoruz çünkü bu bizim için tamamen duygusal bir konu.
Ben ilk bu aracı satın alacağım zaman babama söylediğimde bana ‘ne işin var eski arabayla’ dedi fakat daha sonra ben hevesle uğraştıkça onun da hoşuna gitti. Son olarak şu ana kadar aracınıza yapılan en pahalı teklif ne kadardı?Hiç reklam yapmamama rağmen, daha önce medyada hiç yer almamasına rağmen araca 10 bin $, 15 bin $ veren oldu ama satmayı aklımın ucundan bile geçirmedim. Çünkü biz bu arabalarla mutlu oluyoruz.Aracı bu şekilde görenler tabi ki hayran kalıyor ama benim işim çok yoğun olduğu için aracımın reklamını da yapmıyorum açıkçası reklamını yapmayı da sevmiyorum.
Röportaj: ERSEL YILDIRIM / MUHAMMED EMİN
Kaynak: milliyet.com.tr
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.